Nematodlar Hermafrodit mi? Varlığın Cinsiyetle Dansı Üzerine Felsefi Bir İnceleme
Filozofun Mikroskoba Bakışı
Bir filozof, mikroskobun başına geçtiğinde yalnızca bir canlıyı değil, varlığın doğasını görür. Gözünün önünde kıvrılıp duran bir nematod, yani yuvarlak solucan, ona yalnızca biyolojik bir organizma değil; varoluşun cinsiyetle kurduğu karmaşık ilişkinin bir alegorisi gibi görünür. “Nematodlar hermafrodit mi?” sorusu bu noktada, sıradan bir biyoloji sorusundan çok daha fazlasına dönüşür: Bir canlı hem erkek hem dişi olabilir mi? Ve eğer olabiliyorsa, bu bizim etik, epistemolojik ve ontolojik anlayışımızı nasıl dönüştürür?
Epistemoloji: Bilmenin Cinsiyeti Var mı?
Epistemoloji, yani bilginin doğası ve kaynağı üzerine düşünmek, nematodların yaşam biçimiyle beklenmedik bir biçimde kesişir. Bilim, bize bazı nematod türlerinin gerçekten hermafrodit olduğunu söyler; örneğin Caenorhabditis elegans türü, hem erkek hem dişi üreme organlarına sahiptir. Bu bilgi, gözlem, deney ve mantıkla doğrulanabilir. Fakat filozofun sorması gereken asıl soru şudur: “Bir canlıyı erkek ya da dişi olarak tanımlamak ne kadar insan-merkezli bir bilgidir?”
Bilginin cinsiyeti yoktur ama bilginin dili vardır. Ve bu dil, çoğu zaman insanın kendi toplumsal yapısından ödünç alınmıştır. “Hermafrodit” kavramı bile, doğayı insanın kültürel aynasında tanımlama eğiliminin bir sonucudur. Epistemolojik açıdan nematodlar, bize doğanın kategorilerinin sabit olmadığını; bilginin kendisinin, varlıkla birlikte akışkan olduğunu hatırlatır.
Ontoloji: Cinsiyetin Varlıkla İlişkisi
Ontolojik düzlemde, yani varlığın ne olduğu sorusunda, nematodların hermafroditliği derin bir kırılma yaratır. Eğer bir varlık hem erkek hem dişi olabiliyorsa, o halde cinsiyet varlığın özünde değil, onun işleyişinde yer alıyor demektir. Ontolojik olarak cinsiyet, sabit bir kategori değil, bir süreçtir.
Filozof Spinoza’nın “varlık bir bütündür, ayrım aklın ürünüdür” sözü burada anlam kazanır. Nematodun bedeni, bu bütünlüğün biyolojik bir temsilidir. O ne yalnızca “erkek”tir ne de yalnızca “dişi”. O, doğanın bütünleşmiş bir ifadesidir.
Bu durumda insanın kendi kimliğini tanımlama biçimleri de sorgulanabilir hâle gelir. Belki de doğa bize, varlığın ikilikten (dualizm) çoklukla tanımlanabileceğini gösteriyordur. “Ben kimim?” sorusu, “Ben nasıl bir varoluş biçimiyim?” sorusuna dönüşür.
Etik Perspektif: Doğaya Müdahalenin Sınırları
Etik açıdan bakıldığında, “nematodların hermafrodit olması” yalnızca bir biyolojik gerçek değil, insanın doğayı anlamlandırma biçimine dair bir sınavdır. Doğayı kategorilere ayırmak, onu anlamak kadar ona hükmetmenin de bir aracıdır. Ancak nematodlar, bu hükmetme arzusuna meydan okur. Çünkü onların doğası, insanın kurduğu ikili sistemleri aşar: erkek-dişi, özne-nesne, doğa-insan.
Etik bir soru ortaya çıkar: Eğer doğa kendiliğinden akışkansa, insanın onu sabitleme çabası ne kadar meşrudur?
Genetik araştırmalar, nematodlar üzerinde sayısız deney yürütmektedir. Bu deneylerin etik sınırları, canlılığın “değer” kavramını yeniden tanımlamamızı gerektirir. Bir nematodun basit bir organizma olduğu düşünülür, ama o basitlikte bile bir karmaşıklık, bir bütünlük gizlidir. “Bir canlının değeri, karmaşıklığından mı gelir, yoksa var oluşundan mı?” sorusu burada yankılanır.
Bilim ile Felsefe Arasında Bir Köprü
Nematodların hermafroditliği, bilimi ve felsefeyi birleştiren bir metafor gibidir. Bilim, bu olguyu gözlemle açıklar; felsefe ise anlamını sorgular. Hermafroditlik, yalnızca üreme biçimi değil, varlığın çoklu doğasının göstergesidir. İnsan, doğayı anlamaya çalışırken aslında kendi sınırlarını da anlamaya çalışır. Nematod, bu anlamda bir simgedir: sade ama derin, küçük ama düşündürücü. Onun varlığı, insana kendi karmaşık kimliğini sorgulatır.
Düşünsel Bir Davet
Belki de bu küçük solucan bize, büyük bir gerçeği fısıldıyor: Cinsiyet, varlığın özünde değil, onun ilişkilerinde yatar.
O halde kendimize şu soruları sormak gerekir:
– Doğayı gerçekten anlamak mı istiyoruz, yoksa onu kendi kavramlarımızla yeniden mi yaratıyoruz?
– Cinsiyet dediğimiz şey, bir biyolojik zorunluluk mu yoksa bir varoluş biçimi mi?
– Hermafrodit bir varlık, insanın ikilik üzerine kurulu dünyasında bize ne söylüyor?
Sonuç: Nematodun Fısıldadığı Hakikat
“Nematodlar hermafrodit mi?” sorusu, evet, biyolojik olarak yanıtlanabilir: Bazı türleri evet, hermafrodit. Ancak felsefi olarak bu sorunun cevabı, insanın kendi doğasını anlamaya yöneliktir.
Doğa, insana aynadır; ama o aynada gördüğümüz, bazen kendimizden çok doğanın kendisidir.
Ve belki de nematodun sessiz varlığı bize şunu anlatır: Varlık, ikiliklerin ötesindedir. Cinsiyet, sadece onun hikâyesini anlatmanın bir yoludur.