Havalı İnsan Demek Ne Demek? Tarihsel Bir Bakışla “Havalı” Olmanın Evrimi Tarihin Derinliklerine Bir Yolculuk: Havalı Olmak Ne Anlama Geliyordu? Havalı insan
Yorum BırakKategori: Makaleler
Göbek Bağı Nereye Gömülür Diyanet? Bir Filozofun Gözünden Varoluş, Bilgi ve Ahlak Üzerine Giriş: Göbek Bağı ve Ontolojik Bir Başlangıç İnsan, dünyaya göbek bağıyla bağlanır. Bu bağ, sadece biyolojik bir damar değildir; varoluşun, bağımlılığın ve başlangıcın somut sembolüdür. Göbek bağı kesildiğinde, insan ilk defa kendi bedenine ve dünyaya yalnız bırakılır. Peki, göbek bağı nereye gömülür? Diyanet’in bu konudaki açıklamaları, dini geleneğin etik ve kültürel boyutlarını taşırken, filozof için bu soru çok daha derin bir çağrıdır: İnsan, kökenine nasıl davranmalıdır? Kendisini var eden bağa karşı tutumu, onun ontolojik duruşunu da belirler mi? Ontolojik açıdan göbek bağı, “varlıktan ayrılan varlık” metaforudur. İnsan,…
Yorum BırakMerhaba sevgili okuyucular, Konuya farklı açılardan bakmayı seviyorum; bazen teknik detaylara gömülmek, bazen de işin insan tarafını keşfetmek bana büyük keyif veriyor. Bugün, otomobil dünyasında sık sık karşımıza çıkan ama çoğu kişinin detaylarını bilmediği bir konuyu masaya yatırıyoruz: kremayer direksiyon nedir? Bu sistemi hem verilerle hem de insani bakışlarla ele alacağız. Çünkü biliyorum ki, bazıları otomotiv teknolojilerine rakamlar üzerinden yaklaşırken, bazıları da bu teknolojinin hayatımıza getirdiği kolaylıkları toplumsal ve duygusal boyutuyla değerlendiriyor. Kremayer Direksiyon Nedir? Kremayer direksiyon, aracın direksiyon simidinden gelen dönüş hareketini, dişli mekanizması aracılığıyla tekerleklere ileten sistemdir. Direksiyon mili, kremayer adı verilen düz bir dişli çubuğa bağlıdır. Simidi…
Yorum BırakGerizekalı Mısın? – Toplumsal Yapılar ve Dilin Gücü Toplumlar, bireylerin ne düşündüğünden çok, nasıl düşündüklerine de şekil verir. İnsanlar bir yandan toplumun normlarını, kurallarını ve beklentilerini içselleştirirken, bir yandan da toplumu dönüştüren en önemli unsurlar arasında yer alır. Dil, bu sürecin en temel araçlarından biridir. “Gerizekalı mısın?” gibi ifadeler, sadece bir hakaret değil, aynı zamanda toplumsal yapıların ve kültürel pratiklerin bir yansımasıdır. Sosyolojik bir bakış açısıyla, dilin toplumdaki cinsiyet rolleri, işlevsel farklar ve kültürel pratiklerle nasıl bir etkileşim içinde olduğunu incelemek, bu ifadelerin ne anlama geldiğini ve toplumsal normları nasıl yeniden ürettiğini anlamamıza yardımcı olabilir. Dilin Toplumsal Yapılarla İlişkisi Dil,…
Yorum BırakÖğrenmenin Dönüştürücü Gücü ve Mekânın Anlamı: Balkonu Odaya Katmak Yasal mı? Bir eğitimci olarak her zaman şuna inanırım: öğrenme, sadece okul sıralarında değil, hayatın her alanında gerçekleşir. Bazen bir öğrenci, bazen bir komşu, bazen de bir evin mimarisi bize yeni şeyler öğretir. Bir gün bir öğrencim “Hocam, evdeki balkonu odaya katmak yasal mı?” diye sorduğunda fark ettim ki, bu basit görünen soru bile aslında toplumsal düzen, bireysel sınırlar ve öğrenme süreçleri üzerine derin bir düşünme fırsatı sunuyordu. Tıpkı eğitimde olduğu gibi, mekânı dönüştürmek de bilgi, farkındalık ve sorumluluk gerektirir. Balkon, bir evin dışa açılan alanıdır; onu odaya dönüştürmek, sadece fiziksel…
8 YorumYüzü Ne Gençleştirir? Felsefi Bir Bakış Açısı Giriş: Filozofik Bir Bakış Açısı Felsefe, dünyanın derinliklerine inen, yüzeyin ötesindeki anlamları ve gerçeklikleri sorgulayan bir düşünce yolculuğudur. Yüzün gençleşmesi, tıpkı ruhun ya da toplumun “gençleşmesi” gibi, sadece fiziksel değil, aynı zamanda içsel bir dönüşümün de göstergesi olabilir. Bu yazıda, yüzün gençleşmesi kavramını, felsefenin temel disiplinleri olan etik, epistemoloji ve ontoloji perspektifinden incelemeyi amaçlıyoruz. Gençleşme, biyolojik bir süreç olmanın ötesinde, insanın kendisini nasıl algıladığını, içsel dünyasını nasıl yapılandırdığını ve toplumun onun yaşına dair beklentilerini nasıl şekillendirdiğini de yansıtır. Yüz, insanın kimliğini ve ruh halini en çok dışa vurduğu organlardan biridir. Yüzün gençleşmesi, fiziksel…
6 YorumHakikat Türkçe Bir Kelime Mi? Geleceğe Dair Yeni Bir Perspektif Hakikat… Bu kelime, yüzyıllardır dilimizde yankılanan ve anlamı üzerine derin düşünceler yürütülen bir kavram. Herkesin farklı şekillerde anladığı, hissettiği ve kullandığı bu kelime, günümüzde özellikle felsefi ve dini bağlamlarda sıkça karşılaştığımız bir terim. Ancak, bir soru var ki, bu kelimenin kökeni ve doğru bir şekilde Türkçe olup olmadığı üzerine kafa karıştıran bir düşünceye yol açıyor. Hakikat Türkçe bir kelime mi? İşte bu soru, sadece etimolojik bir tartışma olmanın ötesine geçiyor. Gelecekte, dilin evrimi ve anlamların dönüşümüyle birlikte, “hakikat” gibi kelimelerin nasıl şekilleneceği, dilimizin ve kültürümüzün nasıl bir yola gireceğini belirleyebilir.…
6 YorumAnı Yazıları Nasıl Yazılır? Geleceğe Dair Vizyoner Bir Bakış Birçok insan hayatındaki özel anıları yazıya dökme gereksinimi duyar. Bazen bir etkinlik, bazen bir anı, bazen de sadece düşünceler, bir anı yazısına dönüşebilir. Fakat anı yazmak yalnızca geçmişi hatırlamakla ilgili değil, aynı zamanda geleceğe yönelik bir bakış açısı da sunmakla ilgilidir. Bu yazı, hem geçmişin hem de geleceğin izlerini taşır. Gelecekte, anı yazıları nasıl şekillenecek? Ve yazarken hangi bakış açılarıyla hareket etmeliyiz? Gelecekte Anı Yazıları: Erkekler ve Kadınlar Ne Düşünüyor? Erkeklerin genellikle daha stratejik ve analitik yaklaşımlar sergileyerek anı yazılarında olaylara geniş bir perspektiften bakmaları beklenirken, kadınların daha çok insan odaklı…
Yorum BırakGenleşme: Fiziksel Bir Olgudan Toplumsal Güç Dinamiklerine Güç İlişkileri, İktidar ve Toplumsal Düzen: Genleşmenin Siyasi Bir Yansıması Siyaset bilimcilerinin sıkça merak ettiği sorulardan biri, bireylerin ve toplumların fiziksel dünyanın içindeki yerini nasıl tanımladıkları ve bu tanımların toplumsal düzeni nasıl şekillendirdiğidir. Dünya üzerinde güç, kurumlar, ideolojiler ve vatandaşlık gibi yapıların dinamikleri nasıl işler? Bu bağlamda, fiziksel bir olgu olan genleşme, belki de en azından ilk bakışta, politik gücün işleyişine dair önemli çıkarımlar yapmamıza yardımcı olabilir. Genleşme, bir madde veya sistemin sıcaklık değişimlerine bağlı olarak hacminin artması ya da küçülmesi olarak tanımlanabilir. Bu basit fiziksel olgu, toplumsal ve siyasi hayatla nasıl bir…
Yorum BırakMerhaba sevgili okuyucular, bugün sizlere toplumsal bir olayın, sadece tarihin değil, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet gibi önemli dinamiklerle nasıl şekillendiğine dair bir hikâye anlatmak istiyorum. “İlk referandum ne zaman yapıldı?” sorusunun arkasında sadece bir tarihsel olay yok, aynı zamanda toplumların dönüşümüne dair derin izler de bulunuyor. Bu yazıyı okurken, tarihteki bu ilk adımın bize ne öğrettiğini ve hangi dersleri çıkarmamız gerektiğini birlikte keşfedeceğiz. İlk Referandum: Toplumsal Cinsiyet ve Çeşitliliğin Kesiştiği Nokta Bir Tarihî An: İlk Referandum İlk referandum, 1791 yılında Fransa’da yapılmıştı. Ancak bu referandum, sadece bir karar verme aracı olarak kalmadı, aynı zamanda toplumun kendi kimliğini, değerlerini…
2 Yorum