İçeriğe geç

Geç Hititler kimlerdir ?

Geç Hititler Kimlerdir? Anadolu’nun Unutulmuş Krallıklarıyla Zamanda Bir Yolculuk

Bir tarih kitabını karıştırırken ya da bir müze salonunda yürürken gözünüze takılan o esrarengiz kabartmalar, aslanlı kapılar ve taşlara kazınmış hiyeroglif yazılar… Hepsi, adını sık duymadığımız ama Anadolu’nun kaderinde derin izler bırakmış bir uygarlığa ait: Geç Hititler. Bu yazıda, tarihin tozlu raflarından çıkarıp gün yüzüne getireceğimiz bu unutulmuş krallıkları, yalnızca taş ve topraktan ibaret kalıntılar değil, insan hikâyeleriyle dolu bir dünya olarak keşfedeceğiz.

Bir İmparatorluğun Çöküşü ve Yeni Krallıkların Doğuşu

Geç Hititler, adından da anlaşılacağı üzere, büyük Hitit İmparatorluğu’nun çöküşünün ardından ortaya çıkan siyasi oluşumlardır. M.Ö. 1200 civarında Anadolu’yu kasıp kavuran “Deniz Kavimleri Göçü” ve iç karışıklıklar sonucunda Hitit İmparatorluğu yıkıldığında, bu büyük uygarlığın mirası tamamen kaybolmadı. Tam tersine, merkezi otoritenin çökmesiyle birlikte eski Hitit topraklarında birçok küçük krallık ortaya çıktı. Tarihçiler bu krallıkları “Geç Hitit Beylikleri” veya “Yeni Hitit Krallıkları” olarak adlandırır.

Bu yeni siyasi yapılar, M.Ö. 12. yüzyıldan itibaren özellikle Güneydoğu Anadolu, Kuzey Suriye ve Toros Dağları çevresinde varlık gösterdiler. Karkamış, Melid (Malatya), Gurgum (Maraş), Tabal (Niğde civarı) ve Sam’al (Zincirli) gibi kent devletleri, eski Hitit kültürünün devamını sağladılar. Bu krallıklar, merkezi bir imparatorluktan çok daha esnek bir yapıdaydı ama bu esneklik, onların uzun süre hayatta kalmalarını sağladı.

Hitit Mirasının Taşlara İşlenen İzleri

Geç Hititler, her ne kadar küçük krallıklar halinde yaşamış olsalar da kültürel miras konusunda son derece zengindiler. Hiyeroglif Luwi yazısı, anıtsal taş kabartmalar, tanrılara adanmış tapınaklar ve saray süslemeleri bu uygarlığın dünyasını anlamamıza yardımcı olur. Özellikle Karkamış’ta bulunan devasa taş kabartmalar, savaş sahnelerini, tanrılarla yapılan törenleri ve kralların yüceltilmesini tasvir eder. Bu sahneler sadece sanatsal değil, aynı zamanda siyasi bir mesaj da taşır: “Biz hâlâ buradayız, Hitit mirası yaşıyor.”

Bir örnekle somutlaştıralım: Melid kralı Tarhunza, komşu krallıklarla diplomatik ilişkiler kurarken aynı zamanda Asur tehdidine karşı stratejik ittifaklar geliştiriyordu. Bu, Geç Hititlerin sadece kültürel olarak değil, siyasi zekâ açısından da ne kadar dinamik olduklarını gösterir.

Asur Gölgesinde Bir Varlık Mücadelesi

Ancak bu krallıkların hayatı kolay değildi. M.Ö. 9. ve 8. yüzyıllarda Asur İmparatorluğu yükselişe geçtiğinde, Geç Hitit devletleri birer birer bu dev gücün etkisi altına girdi. Kimi krallıklar Asur’a vergi ödeyerek varlıklarını sürdürdü, kimileri ise savaşarak sonuna kadar direndi. Karkamış, M.Ö. 717 yılında Asur Kralı II. Sargon tarafından ele geçirildiğinde, Geç Hitit dönemi de büyük ölçüde sona ermiş oldu. Ancak bu krallıkların bıraktığı izler, Asur sanatında ve yönetim anlayışında bile hissedilmeye devam etti.

İnsan Yüzleriyle Geç Hititler

Belki de Geç Hititleri anlamanın en etkili yolu, onların insan hikâyelerine kulak vermektir. Kral Suppiluliuma’nın oğluna yazdığı taş yazıtlarında, hem bir hükümdarın gururu hem de bir babanın sevgisi okunur. Bir Melid rahibinin tanrılara ettiği dualarda, dönemin dini inançlarının ne kadar derin olduğu görülür. Ve bir tüccarın çivi yazılı tabletindeki şikayet mektubu, o dönemde bile ticaretin ve ekonominin ne kadar canlı olduğunu hatırlatır.

Sonuç: Sessiz Kahramanların Mirası

Geç Hititler, bir imparatorluğun küllerinden doğan küçük ama dirençli krallıklardı. Onlar, yıkımın ortasında kültürlerini, dillerini ve geleneklerini koruyarak Anadolu’nun tarih sahnesine yeni bir sayfa eklediler. Bugün onların hikâyesi, yalnızca müze vitrinlerinde değil, Anadolu’nun taşlarına kazınmış sessiz bir miras olarak yaşamaya devam ediyor.

Peki sizce, Geç Hititlerin bu az bilinen dünyası neden tarih derslerinde hak ettiği kadar yer bulamıyor? Sizce onların mirası günümüz Anadolu kültüründe hâlâ hissediliyor mu? Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşarak bu kadim uygarlığın hikâyesini birlikte yaşatalım.

4 Yorum

  1. Çelik Çelik

    Karkamış, Pattin(Unqi), Sam’al, Gurgum, Kummuhu, Milid, Keveh (Karatepe deki müstahkem mevki ile birlikte), Hilakku ve Tabal devletleri ; Geç Hitit Devletleridir. Geç Hitit Devletleri /Beylikleri adı, yaygın olarak Hitit İmparatorluğu’nun yıkılışından birkaç yüzyıl sonra Toros bölgesinde, Güneydoğu Anadolu’da ve Kuzey Suriye’de kurulan ve birçok bakımdan Hititlerin devamı olduğunu gösteren kent devletlerini tanımlar.

    • admin admin

      Çelik!

      Teşekkür ederim, önerileriniz yazının doğallığını artırdı.

  2. Erdem Erdem

    Şuppiluliuma , IV. Tuthaliya’nın oğlu, MÖ 1207-1178 yıllarında hüküm sürdüğü düşünülen Hitit İmparatorluğu’nun Yeni (Büyük) Krallık Dönemi’nin bilinen son kralı ve Asur kralı I. Tukulti-Ninurta’nın çağdaşıdır. II. Şuppiluliuma , IV. Tuthaliya’nın oğlu, MÖ 1207-1178 yıllarında hüküm sürdüğü düşünülen Hitit İmparatorluğu’nun Yeni (Büyük) Krallık Dönemi’nin bilinen son kralı ve Asur kralı I. Tukulti-Ninurta’nın çağdaşıdır.

    • admin admin

      Erdem!

      Sevgili katkı sağlayan kişi, fikirleriniz yazının bütünlüğünü güçlendirdi ve daha dengeli bir yapı sundu.

admin için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort
Sitemap
tulipbet girişsplash